Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Erzurum’un Güler Yüzü Güler Kahraman

Sanat, insan ruhunun en derin noktalarına dokunur. Eğer bu sanat
Sanat, insan ruhunun en derin noktalarına dokunur. Eğer bu sanat bir memleketin sevgisini, kültürünü ve insanını kucaklıyorsa, artık sadece bir sanat olmaktan çıkar; insanları bir araya getiren bir bağ haline gelir. Güler Kahraman, Almanya doğumlu olmasına rağmen Erzurum’un bağrından kopmayan, sanatını ve sevgisini köklerine adayan özel bir isimdir. Onun hikâyesi, sanatın ve memleket sevgisinin insan yaşamında nasıl bir köprü olabileceğini tüm güzelliğiyle gözler önüne seriyor.
Güler Kahraman, çocukluğunu ve gençliğini Almanya’da geçirirken, köklerini asla unutmadı. İlk ve ortaöğrenimini Almanya’da tamamladıktan sonra Türkiye’ye döndü ve İstanbul Kültür Üniversitesi’nde sanat eğitimi aldı. Ardından, Başkent İletişim Akademisi’nde iletişim bilgisini pekiştirdi. Eğitim yolculuğu, onun sadece akademik bir birikim elde etmesine değil, aynı zamanda sanata daha bilinçli bir şekilde yaklaşmasına da olanak sağladı.
Sanat dünyasındaki yolculuğu televizyon ekranlarında başladı. Doğu TV, Medya TV, Tatlıses TV gibi birçok önemli kanalda programlar sundu. Radyolarda yayımlanan “Gülerce” adlı programıyla geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Ancak asıl tutkusu, müzikle buluştuğu anlarda kendini gösterdi. “Hiç/Seviyorum” ve “Yolun Sonu” albümleriyle gönüllerde taht kurdu. Uygar Doğanay ile birlikte seslendirdiği “İstanbul” şarkısı, onun müziğe verdiği emeğin bir nişanesi oldu.
Fakat Güler Kahraman’ı sadece bir sanatçı olarak tanımlamak yetersiz kalır. O, Erzurum’a olan sevgisiyle, bu güzel şehrin sesi ve yüzü olmayı başarmıştır. Erzurumspor’a duyduğu bağlılık bunun en güzel örneğidir. Hiçbir İstanbul maçını kaçırmayan Kahraman, mavi-beyaz formasıyla tribünlerde yer alarak kadınların bu alandaki varlığını güçlü bir şekilde hissettirmiştir. Onun bu duruşu, sadece bir taraftarlık değil, aynı zamanda kadınların toplumun her alanında var olabileceğini kanıtlayan bir mesajdır.
Sanatın yanı sıra, sosyal sorumluluk projeleriyle de gönüllerde taht kurmuştur. İhtiyaç sahiplerine yardım elini uzatan konserler düzenlemiş, Başkanı olduğu Erzurum Medya Sanat Derneği’ni kurarak Erzurumlu sanatçıları bir çatı altında toplamıştır. Geçmişin emektar sanatçılarına saygı göstermek amacıyla düzenlediği Ahde Vefa Programı, onun ne kadar vefalı ve duyarlı bir insan olduğunu bir kez daha göstermiştir. Rahmetli İbrahim Erkal’a olan sevgisi ve onun adını yaşatma çabası, Erzurum’un sanat dünyasına duyduğu sadakatin bir göstergesidir.
Güler Kahraman’ın sahnedeki performansı, sadece bir sanat gösterisi değil; onun içten sevgisini ve Erzurum ruhunu izleyiciye aktaran bir şölen gibidir. Erzurum’un kültürel mirasını yaşatan ve bu sevgiyi sanatına yansıtan Kahraman, yalnızca bir sanatçı değil, aynı zamanda bir ilham kaynağıdır.
Bu dünyaya güzel insanlar lazımdır ve Güler Kahraman bu dünyaya fazlasıyla yakışıyor. Onun gülüşünden, emeğinden ve sevgisinden ilham alarak, iyiliği ve sanatı hayatımıza taşımak bizlerin görevi olmalı. Çünkü o, Erzurum’un yalnızca sanatla değil, sevgiyle de gülen yüzüdür.
Güler Kahraman’ı tanımak, Erzurum’un kalbini hissetmek demektir.