Bir şehri sevmek, onun taşını, toprağını, insanını hissetmek demektir. O şehirle ağlamak, o şehirle gülmek, o şehirle yaşlanmaktır. Erzurum, tarih kokan sokaklarıyla bir kahramanlık destanının eşiğidir. Mehmet Dağıstanlı işte bu ruhu taşıyan, Erzurum’un sesini tüm Türkiye’ye duyuran bir yazar, sanatçı ve dava adamıdır.
1953 yılında Erzurum’un bağrında dünyaya gözlerini açan Dağıstanlı, hayatını eğitim, sanat ve Erzurum sevdasına adamış bir isimdir. Erzurum Lisesi’nde başlayıp Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde şekillenen eğitim yolculuğu, onun yalnızca öğretmen değil, bir yol gösterici olmasını da sağlamıştır. Dağıstanlı’nın kaleminden çıkan her satırda Erzurum’un soğuk dağlarının, Yanık Dere’nin yürek yakan acılarının izi vardır.
“Yanık Dere-1915” kitabı, Erzurum’un işgal yıllarındaki acılarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne sererken, yazarın şehre olan derin bağlılığını da gösterir. Yanık Dere sadece bir roman değil; bir milletin yüreğinde yanan ateştir. Mehmet Dağıstanlı’nın bu eseri, tarih bilincimizi tazeleyen, geçmişimizi unutmamamız gerektiğini haykıran bir başyapıttır. Bu bağlamda yazar, sadece yazmakla kalmamış, “Nezalim Anıtı” gibi projelerle Erzurum’un hak ettiği tarihsel saygıyı görmesi için mücadele vermiştir.
Dağıstanlı’nın bir diğer yönü ise tiyatrodur. Tiyatroyu bir sanat dalı olarak değil, topluma ayna tutan bir araç olarak görür. “Ben Kara Fatma” adlı oyunu, Türk kadınının Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlıklarını anlatan ve izleyenlere millî mücadele ruhunu tekrar hissettiren bir eser olarak öne çıkar. Dağıstanlı’nın eserleri yalnızca sahne ışıklarını değil, insan ruhunun derinliklerini de aydınlatır.
Sanatın her dalında kendine yer bulan Dağıstanlı, aynı zamanda Erzurum’un kültürel mirasını yaşatmak için bitmek bilmeyen bir enerjiyle çalışmaktadır. Nerede bir Erzurum etkinliği varsa, orada Mehmet Dağıstanlı vardır. Onun Erzurum sevgisi sadece sözde değil, özde bir sevdadır. Her resminde, her romanında, her tiyatro oyununda Erzurum’un soğuk gecelerinin sıcak yüreğini hissedersiniz.
2016 yılında kurduğu Eğitimci Sanatçılar Derneği (EĞSAD) ile eğitim ve sanat alanında yeni nesillere ışık tutmaya devam eden Mehmet Dağıstanlı, Erzurum’un sadece geçmişini değil, geleceğini de inşa eden bir isimdir. O, Erzurum’un simgesi olan Palandöken kadar güçlü ve heybetli bir figürdür.
Bugün, Mehmet Dağıstanlı gibi insanlar sayesinde Erzurum’un kahramanlık destanı unutulmuyor. O, bir Erzurum sevdalısı olarak şehrinin kültürünü, tarihini ve ruhunu yaşatmaya devam ediyor. Onun kalemi Erzurum’un sesi, tiyatrosu Erzurum’un aynası, mücadelesi ise Erzurum’un geleceğidir.
Ne zaman Erzurum’dan söz edilse, Mehmet Dağıstanlı akıllara gelir. Çünkü o, Erzurum’un adını gururla taşıyan bir dava adamıdır. Yüreğinde Erzurum’un tarihini, sanatında Erzurum’un ruhunu yaşatan Dağıstanlı, Erzurum’un her daim var olan, hiçbir zaman kaybolmayacak sesidir.
Teşekkürler Mehmet Dağıstanlı… Erzurum’u hep hatırlattığın, unutturmadığın ve yaşattığın için…




